Bugün hesapladığım küçük bir rasyoyu sizle ile paylaşmak istedim.
Bilgiğiniz gibi 2020 yılının ana konusu pandemi. Ülkemiz bu konudan maddi manevi etkilenmiş durumda. Özellikle turizm sektörünün yoğun olduğu güney kentlerimiz hem ekonomik olarak sorunlar yaşıyor hem de yurtdışından gelen az da olsa turistlerden dolayı salgının artması endişesini taşıyor.
Ancak her ne kadar insani ve duygusal olarak salgından çok etkilenmiş olsak da, sayılar dünya genelinde yaşanan korku ve endişeyi desteklemiyor ne yazık ki. Tabii ki burada net bir ayrım yapmak durumundayız; herhangi bir insanın hayatı rakam ve sayılar ile küçümsenebilecek bir olgu değildir; vicdan ve mantık asla bu konuda esnek olmamalıdır. Burada istatistiksel olarak tehlike boyutunun basit bir tespiti dışında bir amaç olmamakla birlikte her canlının ve canın yaşama hakkına sonsuz bir saygı vardır, baştan belirtmek istedim.
Ölüm oranı yüzde kaç?
An itibariyle (3 Eylül 2020) dünya genelinde covid hastalığı bulaşan kişi sayısı 25.8 milyon kişi. Bu kişilerin 17.1 milyonu iyileşmiş durumda. Toplam vefat sayısı ise 859 bin kişi. Yani an itibariyle 7.8 milyon kişi bu hastalıkla mücadele ederek iyileşme sürecinde. Burada dikkat çeken nokta hastalanan kişi sayısının %3.3'ü vefat etmiş durumda. Toplam yaklaşık 7 milyar olarak alınan dünya nüfusunun ise %0.01'i ediyor bu rakam.
Özetle Dünya'da her 1000 kişiden 3'ü bu hastalığa yakalanmış ve 10 bin kişiden 1'i bu illet hastalık sebebiyle vefat etmiş görülmekte.
Ülkemizde ise 273 bin kişinin yakalandığı hastalık sebebiyle kaybımız 6.462 kişi. Her 100 bin kişiden 8'i bu sebeple vefat etmiş görülmekte. Yakalanan kişi oranı ise 10 binde 3 yani dünya ortalamasına göre 10 kat daha az bulaşıcılık göstermiş, ülke olarak bu süreci iyi yönetmişiz.
Görüldüğü gibi yüzdesel olarak pandemi sebebiyle yaşanan kayıplar normal bir yılda kanser-sigara-grip-nezle-kalp krizi gibi kayıp istatistiklerinden çok daha düşük bir orana sahip. Ama burada WHO (Dünya Sağlık Örgütü) pandemi ilan etme sebebini virüsün her insana yayılma göstermesi ve insanda var olan birçok proteine tutunabilme yeteneğine sahip olması olarak göstermekte. Yapılan son araştırmalar genetik bilimde Ortadoğu geni olarak bilinen ACE2 genine sahip kişilerin ölüm ve bulaşma oranının az olduğunu göstermekte; (örnek olarak Katar'ı bir araştırın derim).
Burada zamanla çok daha fazla veri ile virüsün detaylı bir data seti zamanla elimizde olacaktır diye düşünüyorum. Ancak görülen o ki bitmesi pek mümkün görülmemekte.
Pandemide bağışıklığımızı en çok etkileyen faktör olan moralimizi ve psikolojimizi az olsun normal bir konuma getirmek adına yazdım bu yazıyı. Evet risk var ve yayılıyor ancak trafik kazası yapma olasılığınız daha yüksek bilesiniz. Bu demek değildir ki artık bırakalım maske takmayalım, evet olası bulaşma riski için tüm önlemlerimizi almaya devam edelim ancak dalan ve çevremizde daha sık vaka ile karşılaşacağımız ileriki günler için moralimizi de bozmayalım. Risk grubunda olsak bile rakamlar her geçen gün yaklaşık 3. dalga ardından covid'in adını bile unutacağımızı gösteriyor (şu an ilk dalganın 2. tepe noktasına gelmek üzereyiz).
Herkese sağlık ve huzur dolu bir hayat diliyorum, sosyal mesafe ve maske kullanımına dikkat etmek ve kişisel hijyenimizi üst düzeyde korumak bizi birçok olumsuz senaryodan koruyacaktır unutmayalım. Sevgiler...
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!